Melissa's Not-So-Secret Diary

  “Well-Being” terimi artık hepimizin çok sık karşılaştığı bir terim haline geldi. Öncelikle bu terimi tanımlayalım. Well-Being yani esenlik,refah veya zindelik, bir bireyin veya grubun durumudur. Daha yüksek bir refah seviyesi, bireyin veya grubun durumunun daha olumlu olduğu anlamına gelir. Naci ve Ioannidis'e göre, "Sağlık, geleneksel sağlık tanımının ötesine uzanan fiziksel, zihinsel ve sosyal refahın çeşitli ve birbiriyle bağlantılı boyutlarını ifade eder ve Fiziksel zindelik, zihinsel canlılık, sosyal tatmin, başarı duygusu ve kişisel tatmin sağlamayı amaçlayan seçimler ve aktiviteler içerir.  Well-Being yani refah, insanlar ve toplumun birçok kesimi için anlamlı olan olumlu bir sonuçtur, çünkü bize insanların hayatlarının iyi gittiğini algıladıklarını söyler. İyi yaşam koşulları (örneğin, barınma, istihdam) refah için esastır. Bu koşulların takibi kamu politikası açısından önemlidir. Bununla birlikte, yaşam koşullarını ölçen birçok gösterge, ilişkilerinin kalitesi, olum

Kuantum fiziğini basitçe, her şeyin nasıl çalıştığını açıklayan fizik alanı olarak tanımlayabiliriz. Kuantum fiziğini en iyi açıklayan tanım; maddeyi oluşturan parçacıkların doğası ve etkileştikleri kuvvetlerin incelenmesi diyebiliriz. Elektronların bir bilgisayar çipinde nasıl hareket ettiğini, ışık fotonlarının bir güneş panelinde nasıl elektrik akımına dönüştüğünü veya bir lazerde kendilerini nasıl güçlendirdiğini açıklamak istiyorsanız, kuantum fiziğini kullanmanız gerekir.  İşte zor kısım (fizikçiler için eğlenceli kısım) burada başlıyor. Başlangıç ​​olarak, tek bir kuantum teorisi yoktur. İlk olarak 1920'lerde Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger ve diğerleri tarafından geliştirilen, her şeyin temelini oluşturma amacıyla ortaya çıkan temel matematiksel çerçeveye sahip bir kuantum mekaniği var. Bu, tek bir parçacığın veya birkaç parçacık grubunun konumunun veya momentumunun zamanla nasıl değiştiği gibi basit şeyleri karakterize eder. Ancak gerçek dünyada işlerin na

İletişim ve sınırlar sağlıklı bir ilişkinin iki ana bileşenidir. Sonuçta, ilişkideki iki kişi de kendileri için neyin sağlıklı ve neyin sağlıklı olmadığına karar verebilir. İlişkinizle alakalı bir şeyler doğru gelmiyorsa endişelerinizi partnerinize dile getirme özgürlüğüne sahip olmalısınız. Türkiye'de genelde kadınlar istediğini giyemediği, istediği yere gidemediği ve hatta sosyal medya hesaplarını bile istediği gibi kullanamadığı ilişkilere mahkum. Eğer sizde bunlardan biriyseniz lütfen sonuna kadar okuyun. Hayatınızı değiştirmek sizin elinizde. İLETİŞİM: İletişim, sizin ve partnerinizin birbirinizi derinlemesine anlamanıza ve bağlantı kurmanıza olanak tanır. İyi iletişimli sağlıklı bir ilişki için; Birbirinize saygılı davranın Düşünceleriniz ve duygularınız hakkında birbirinize açıkça konuşun Duygularını ifade ederken gerçekten dinlendiğini hisset Birbirinizi dinleyin ve uzlaşın Birbirinizi eleştirmeyin Sevdiğiniz şeyleri yapmak için desteklendiğinizi hissedin Birbirinizin başar

İklim krizi basitçe, küresel iklimde önemli ve uzun vadeli değişiklikler anlamına gelmektedir. İklim krizi, küresel ısınma gibi terimleri sık sık duyuyoruz. Sera gazı etkisinin artmasıyla, dünya atmosferinin ortalama sıcaklığındaki artıştır, çünkü güneşten dünyaya çarpan artan miktarda enerji (ısı) atmosferde hapsolmakta ve uzaya yayılmamaktadır. Dolayısıyla dünyamız sürekli ısınmakta ve küresel iklimimizi etkileyen bu ısı artışı uzun vadede büyük yıkıcı olaylara neden olacaktır. Dünya atmosferinde, güneş ısısını yakalamak için her zaman bir sera etkisi vardı. Dünyada, insanlar da dahil olmak üzere bildiğimiz tüm yaşam formlarının ortaya çıkmasına izin veren sıcaklık düzeyinin oluşması aslında sera gazı etkisiyle oluştu. Eğer hiç sera gazı etkisi olmasaydı Dünya çok soğuk olurdu ve muhtemelen burada gelişen yaşam formlarının hiçbiri oluşamazdı.  Isı bir çeşit enerjidir ve herhangi bir sisteme fazla enerji eklediğinizde değişiklikler ve bozulmalar meydana gelir. Küresel iklim sisteminde